6 aydır Galatasaray’dasın; geldiğinde karşılaştığın ortamı nasıl buldun?
Çok sevdim. Hakikaten çok sevdim. Bir sefer kulübün büyüklüğü benim için harikuladeydi. Galatasaray’da oynayan futbolcular için var olan baskı ortamı da doğrusu bana çok hoş geldi. Ben şöyle bakıyorum: Bu tip bir baskı ortamı, taraftardan olsun, medyadan olsun, bence bir ayrıcalık. Her vakit bulunamaz bu türlü ortam. Tahminen de geldiğim yerdeki sakin ortamla karşılaştırıldığında, ben bu yeni ortamı çok sevmiş olabilirim.
Galatasaray’ı seviyorum, üzerimizdeki baskıyı seviyorum, bu çılgınca ortamı seviyorum. Bir futbolcunun kendisini geliştirmesi için büyük bir fırsat. Elbette, ligde şampiyonluk çabası de veriyor olsaydık çok daha dayanılmaz olacaktı. Lakin bu futbol, bazen bu türlü de olabiliyor.
İstanbul’u da sevdin mi?
Evet, İstanbul’u çok sevdim. Bazen kız arkadaşım ve ailem de buraya geliyor. Onlarla birlikte İstanbul’u keşfetmeyi, gezmeyi de çok seviyoruz. Türkler çok sıcakkanlı, arkadaş canlısı beşerler. Hakikaten burada olmaktan ve İstanbul’da yaşamaktan çok memnunum, elbette trafik hariç.
“BENİ ETKİLEMEZ”
Birlikte oynadığın oyuncu senin oyununu etkiliyor mu?
Katiyen etkilemez. Hem Marcao hem de Alpaslan’la oynuyorum. Benim i,çin fark etmiyor lakin Marcao ile oynama pratiğimiz çok gelişti. Çok âlâ anlaşıyoruz onunla. Marcao çok fantastik bir oyuncu. Yalnızca saha içinde değil, saha dışında da o denli. Benim de çok uygun arkadaşım. Lakin dediğim gini benim için yanımda kimin olduğu değerli değil.
“FUTBOLDA BU VAR”
Geldiğinden beri Galatasaray’da bayağı problemli bir periyot yaşıyorsunz, oldukça değişiklik oluyor. Ne düşünüyorsun?
Futbol bu. Fatih Terim’i seviyorum. Ona hala büyük bir hürmetimiz var lakin futbol bu. Yeni teknik yönetici getirmek biz futbolcuların işi değil. Futbolcu olarak bizim yapabileceğimiz değişikliğe adapte olmak ve yeniliği kabul etmek. Bugün yaptığımız da bu.
Fatih Terim’i çok seviyor ve hürmet duyuyoruz lakin yeni durumu kabul ediyoruz ve biz kulüp için en güzelini yapmaya çalışıyoruz. Herkes, taraftarlar, yorumcular istediğini söyleyebilir fakat hepimizin kulüp için bir ortada olması lazım ve artık bu tartışmaları bitirmek için de maçları kazanmamız lazım.
“HOCALAR ORTASINDA KÜÇÜK FARK VAR”
İki hoca ortasında oynattığı sistem farkı var mı?
Küçük farklılıklar var. Temelde birebir fakat Domenec biraz farklı oynatmak istiyor. Fatih Terim’e de, Domenec Torrent’e de büyük hürmetimiz var. Kazanma mantalitesi ve disiplin. Gereksinimimiz olan bu ve Domenec hepimiz için kusursuz bir hoca. Koçluğunu da seviyorum, ayrıyeten yardımcıları da çok güzel. Riera da geldi. Domenec’in çok düzgün yardımcı grubu var.
“MANTALİTE İLE İLİŞKİLİ”
Avrupa’da farklı Türkiye’de farklı performans gösteriyor kadro? Sence bunun nedeni nedir?
Sanırım bana nazaran bunun nedeni mantalite ile bağlı. Biliyorum geleli 6 ay oldu ve genç bir futbolcuyum ancak bana nazaran bu açıdan eksiklik var. Her gün daima gelişmeye yönelik çalışmaya devam etmek; Galatasaray üzere çok büyük bir kulüpte olduğunun farkında olmak; maçları kazanmak lazım. Her maçta elinden gelenin verebilirsek bunu başarabiliriz.
Bunu yapamazsak, ki bu da olabilir, o vakit Galatasaray üzere büyük bir kulüpte oynamamamız gerekir. Dolasıyla mantalite burada çok öne çıkıyor hem kişisel hem de ekip olarak. Her gün birbirimiz için savaşmalıyız, birbirimizi zorlamalıyız. Biz kendi kalitemizi aslında gösterdik.
“EMİNİM Kİ BU DURUMU AŞACAĞIZ”
Marsilya maçlarında, Lazio maçlarında nasıl oynadığımızı, nasıl oyuncular olduğumuzu herkes gördü. Marsilya maçının birinci yarısında adamları resmen öldürdük. Ancak akabinde ligde puanlar kaybettik. Bu bana anlamsız geliyor. Kafayı değiştirmek, bir sonraki maça çevirmek o kadar güç olmamalı. Ekip olarak bunu yapabilmeliyiz. Şu an bu süreci yaşıyoruz. Eminim ki maçları kazanarak bunu aşacağız.
“TIRMANMA BAŞLAYACAK”
Ligin geri kalanı için ne düşünüyorsun, tırmanma başlayacak mı?
Katiyetle başlayacak. Dördüncü, beşinci sırayla ortamızda 10-11 puan fark var biz bunu yapabilecek kalitede bir kadroyuz. Kazanma mantalitesini tekrardan edinmemiz lazım. Daha evvel bunu gösterdik. Kulübün tarihinde de bunu gösteren ekibin oyuncusuyuz. Galatasaray bu ülkenin en güzel grubu. Avrupa’da esasen biz bunu gösterdik, en âlâ grupları kümede geride bırakmayı başardık. Şu an bizde bir özgüven kaybı var. Kazanıp tırmanışa geçmemiz koşul. Asla geç kalmadık, hala yapabiliriz.
GALATASARAY TARAFTARI HAKKINDA…
Galatasaray taraftarı hakkında ne düşünüyorsun?
Galatasaray’a gelmeden evvel (Avrupa’da bizim kadroya Gala denir, biliyorsunuz) taraftarı hakkında elbette bilgim vardı. Ne kadar ateşli olduklarını seyrettiğim görüntülerden görebiliyordum. Hakikaten inanılmaz bir taraftarı var kulübün. Şu an onları çok yeterli anlayabiliyorum. İçinde bulunduğumuz durumdan mutlu değiller. Bu bahiste kendi hisseme bütün sorumluluğu kabul ediyorum.
Bu dönem çok maç kaybettik, onları çok üzdük. Alandan çıkarken 30-35 bin kişinin bize öfkeli tezahüratlarını çok güzel anlıyorum fakat şunu da daima aklımda tutuyorum: Her vakit bir sonraki maç var. Her vakit elimdekinin en güzelini alanda vermeye çalışıyorum, beni kabul ettiklerini hissediyorum.
“SOSYAL MEDYAYI TAKİP ETMİYORUM”
Toplumsal medyayı hiç takip etmiyorum. Orada yazılanlar değil, tribünlere gelenlerin reaksiyonları kıymetli. Onlarla sanırım âlâ bir bağım var. Şu an güçlü günler yaşıyoruz. Evet, kazanamıyoruz. İşimizi düzgün yapamıyoruz bu günlerde… Galatasaray her vakit birinci sırada olmalı ya da şampiyonluk gayreti vermeli. Olağan olan o.
Geçen ay çok fazla değişiklik oldu. Yeni teknik yönetici, yeni takım, yeni arkadaşlar geldi. Kimileri bizden ayrıldı. Çok şey oldu. Bunu kabul etmeliyiz, hepimiz tıpkı şeyi istiyoruz. Bu dönem alışılmadık oldu maalesef. Artık kazanabildiğimiz kadar çok maç kazanmalıyız. Lakin gelecek dönem ekip kurulmuş olacak ve kazanma karakterini sergilemeye başlayacak. Hem ligde hem de Avrupa’da…
