Fenerbahçeli futbolcu Filip Novak, FB TV’ye verdiği röportajda birçok husus hakkında kıymetli açıklamalarda bulundu.
Birinci olarak sakatlık süreciyle ilgili konuşan Çek sol bek, “Benim açımdan bu dönem biraz zorluydu. Yaklaşık olarak 2 ay ekiple bir arada değildim. Münasebetiyle benim adıma kolay bir süreç değildi. Mesleğim boyunca geçirmiş olduğum, en uzun sakatlıklardan bir tanesiydi. Haliyle bedenim biraz daha yorgun düştü. Lakin benim için şu anda en kıymetli şey yine gruba katılabilmek ve yine geri gelebilmek idi. Şu an prestijiyle her gün kendimi çok daha yeterli hissettiğimi söyleyebilirim. Umuyorum ki daha çok dakika alırım ve daha fazla maç oynama imkanım olur.” dedi.
Uzun süren sakatlıklar sürecinde mental manada güçlü durabilmenin ehemmiyetine değinen Novak, “Bu tip durumlarda mental olarak güçlü durmanız, güçlü olmanız gerekiyor. Grup arkadaşlarınızı dışarıda antrenman yaparken gördüğünüzde, siz içeride tedavinizi sürdürdüğünüzde bu sizin için hakikaten zorlaşabiliyor. Lakin ben ebediyen müspet kalmaya çalışan bir beşerim. Olaylarda hep olumlu noktalar aramaya çalışan birisiyim. İki hafta öncesinde kadroya katıldım ve şu an prestijiyle benim açımdan her şeyin güzel gittiğini söyleyebilirim. Her gün antrenmanlarıma devam ediyorum. Bu beni uygun hissettiriyor. Benim için de değerli olan bu.” tabirini kullandı.
“SAHADA SAVAŞTIK”
Grubun son haftalarda kazanmayı alışkanlık haline getirmiş olmasını ve yükselen grafiğini pahalandıran Çek futbolcu, “Açıkçası bu inişli çıkışlı devirler hayat üzere, hayatta da bunları daima olarak yaşıyoruz. Lakin insanların, bunların üstesinden nasıl geldiği çok daha değerli, bunun üstesinden gelmek için nasıl emek harcadığı kıymetlidir. Bu süreçleri bazen âlâ bir biçimde yönetebiliyorsunuz bazen de berbat yönettiğiniz vakitler olabiliyor. Lakin buradaki en değerli şey kusurlarımızdan ders(ler) almak. Bir sonraki maçlarda ya da idmanlarımızda o yanılgıları tekrarlamamak ismine bunlardan ders almak bana nazaran çok değerli, zira söylemiş olduğum üzere bu tip iniş çıkışlar hayat içerisinde de olan şeyler. Bizler için de bu dönem açıkçası zordu.
Kazanmak istediğimiz maçları maalesef kazanamadık. Şanssız olduğumuz maçlar vardı. Zira biliyorsunuz ki maçlarda sergilediğiniz performansla bir arada talihe da gereksiniminiz olduğu anlar olabiliyor. Benim şu an prestijiyle gördüğüm şu ki kadro içerisindeki herkes pek müspet, benim üzere onlar da müspet, tüm ekip arkadaşlarım bu noktada olumlular. Bizler de tıpkı biçimde bu müspet niyetle birlikte saha içinde savaştık ve son maçlarda da bunu gösterebildiğimizi düşünüyorum. Bizler açısından kıymetli olan bu galibiyetleri alabilmekti.” halinde konuştu.
Ligde oynanmamış bir 8 haftanın olduğunun hatırlatılması üzerine Filip Novak, bir futbolcu için oynadığı tüm maçları kazanmanın değerini şöyle söz etti:
“Açıkçası bu sorunun yanıtı kolay, zira bir futbolcuysanız oynadığınız tüm maçları kazanmak istersiniz. Bizler de birebir formda kazanmak istiyoruz. Önümüzdeki süreçte bunları kazanıp kazanamadığımızı göreceğiz ancak bizler elbette ki her maçı kazanmak istiyoruz. Ben kendi adıma Fenerbahçe için en yeterlimi alanda göstereceğim ve kadro arkadaşlarımın da en güzellerini göstereceklerinden hiçbir kuşkum yok.”
“ISLIKLAR BİZİ MESELEYE İTİYOR”
Taraftarın dayanağına her vakit muhtaçlık duyduklarını ve onların ekibin itici günü olduğuna vurgu yapan Novak, “Hocamız geldikten sonra taraftarların bu noktadaki mantalitesini değiştirdi. Açıkçası şunu da söylemem gerekiyor ki taraftarların maç içerisinde, maç oynanırken ıslıklamaları bizleri sahiden çok büyük bir sıkıntıya itiyor.
Alışılmış ki de şikâyet ettikleri ya da beğenmedikleri şeyleri, tenkitlerini maçtan sonra gösterebilirler fakat maç esnasında bizler, hep onların takviyelerine muhtaçlık duyuyoruz. Zira onların dayanaklarıyla birlikte saha içinde daha kolay, daha yeterli bir halde oynama imkânına kavuşuyoruz. Bunu olumlu manada biraz değiştirebildiğimizi düşünüyorum. Aslında son maçlarda dolu tribünler önünde oynuyoruz ve onların ardımızda olduklarını, dayanaklarını hissediyoruz. Biz, aslında onlar için kazanıyoruz. Hasebiyle benim ve bizler için kıymetli olan taraf da bunlar.” dedi.
“ÇALIŞMAYA DEVAM ETMELİYİZ”
Çek Cumhuriyeti ve Türkiye’nin, Dünya Kupası’nda play-off elenmelerinde istediğini alamayışını pahalandıran Filip Novak, “Hem Türkiye’nin hem de Çekya’nın maçlarını seyrettim. Fakat maalesef iki grup da elendi. Alışılmış ki güç bir durum zira Çek Cumhuriyeti’nin ya da Türkiye’nin, Dünya Kupası’nda olmasını sahiden çok isterdim. Fakat bu bir futbol ve biraz evvel de söylediğim üzere iniş ve çıkışlar olabiliyor. Maalesef Çekya da Türkiye de Katar’da düzenlenecek olan Dünya Kupası’na katılamayacaklar. Ancak ne olursa olsun öteki turnuvalara katılabilmek ismine yine çalışmaya, yine savaşmaya devam etmek gerekiyor.” sözlerini kullandı.
“Milli kadro takımında olmamak benim açımdan zordu” diyen Filip Novak, bu sürece dair görüşlerini şu halde paylaştı:
“Açıkçası 2 aydır futbolun dışında kaldım ve son oynadığımız maçta 30 dakikalık bir performans sergileyebildim. Benim için en değerli şey aslında gruba yardım edip edememem. Buna daha çok odaklanmış durumdayım. Lakin sizi oynatıp oynatmamaları teknik yöneticilerin kararı. Bu hususta elbette ki saygılıyım. Şu an prestijiyle geri döndüm, sakatlıktan kurtuldum. Umarım benim açımdan her şey âlâ olur. Tekrar ulusal grup takımında bulunabilmek ismine savaşmaya devam edeceğim.”
Ailenin kıymetine vurgu yapan Filip Novak, futbol dışında neler yaptığı ile ilgili de şunları anlattı:
“Hayatımda benim için ailemin ehemmiyeti çok fazla. Gelecek hafta da Galatasaray maçı için buraya gelecekler. Yaklaşık 10 kişi bizleri desteklemek için statta olacak. Konutta vakit geçirmeyi seviyorum. Bilgisayar oyunları oynamayı çok seviyorum. Golf ve tenis üzere birçok sporla ilgileniyorum ve kahve içmeyi seviyorum. Kendimi yorgun hissetmiyorsam oyun oynuyorum. Tıpkı vakitte bunu mental olarak dinlenmek ismine da yapıyorum. Futbol dışında farklı şeyler de düşünmek istiyorum. Bu da bence çok değerli. Başımı rahatlamak ve keyif almak için yapıyorum. Daha çok aksiyon oyunlarını seviyorum.”
“TÜRKÇE’Yİ EN DÜZGÜN SZALAI KONUŞUYOR”
Grupta yabancı oyuncular ortasında Türkçe’yi en âlâ Attila Szalai’nin konuştuğunu söz eden Novak, “Sürekli Türkçe konuşmayı deniyor. Ve kimi vakitler bu durum çok eğlenceli oluyor. Türkçe olarak çok fazla şeyi anlayabiliyor ve konuşuyor. Bu hususta ben de kötü sayılmam. Türkçe’yi konuşma noktasında sanırım biraz utangacım fakat söylenen çok şeyi anlayabiliyorum. Kamera önünde konuşmayı çok tercih etmiyorum fakat vakti geldiğinde Türkçe konuşabileceğimi düşünüyorum.” diyerek kelamlarını noktaladı.
