Galatasaraylı futbolcu Arda Turan, İstanbul’da özel bir üniversite bünyesinde yapılan ‘Marka Araştırma ve Değerlendirmeleri’ sonucunda ‘2022 yılı en sevilen ve örnek alınan futbolcusu’ seçildi.
Mükafatını almak için eşi Aslıhan Doğan Turan ile üniversiteye gelen futbolcu, birebir vakitte düzenlen söyleşide öğrencilerle buluştu. Üniversitenin konferans salonunda yapılan söyleşide salonu hınca hınç dolduran öğrenciler aktifliğin sonunda Turan ile bol bol fotoğraf çektirerek, forma imzalattı.
Söyleşide mesleksel hayatına ait samimi açıklamalar yapan Arda Turan, ödül için öğrencilere teşekkür etti.
“ARDA’NIN YANILGILARINA ‘AMA’LARINA DEĞİL DE HOŞ TARAFINA BAKMAYI SEÇTİNİZ”
Üniversitede olduğu için memnunluğunu lisana getiren Arda Turan, “Gelmeden evvel bu konuşmayı düşünmüştüm. Uzun vakittir aklımda daima şöyle başlangıçlar oluyor; ‘Arda çok yanılgıları oldu lakin âlâ çocuktur’ Yüzde 100 hakikaten çok yanlışlarım oldu. Bunlar emin olun sizin bildikleriniz değil. Kendi içimde bildiklerim ve aslında ailemle olanlardı. Lakin hayatımız boyunca kusur yapmaya devam edeceğiz. Kusur yapmalıyız da kendimizde yanılgı yapacak cüreti bulmalıyız. Bazen yaptığım şeyler unutuldu mu? Ya da ilham verme işi geçti mi? diye düşünüyordum. Bu ödül uzun vakit sonra sahiden bunların hatırlandığını, bana gençlere hala ilham verebileceğini gösterdi. İçimdeki sahiden başarma azmini, tekrardan çalışma azmini o kadar uyandırdı ki kıymetini size anlatamam. Açıkçası topluma karşı bir çekincem de vardı. Uzun vakit sonra yaşadığım memnunluğu anlatamam. Zira siz bugün Arda’nın kusurlarına ‘ama’larına değil de hoş tarafına bakmayı seçtiniz. Benim hoş tarafıma baktığınız için teşekkür ediyorum” dedi.
“SÜREKLİ YARGILANIYORUZ…PSİKOLJİK OLARAK ÇOK YIPRANDIM”
Sportmenlerin daima yargılanmayla karşılaştığını belirten Turan, “Spor kısmındaki hocalarımız yargılıyor, konutta annemiz yargılıyor, en büyüğü kendi kendimizi daima yargılıyoruz. Bir şeyler yapmak için hamasetimiz o kadar az kaldı ki. Daima korkuyoruz ve bizim için kaybetmek çok makûs bir şey üzere geliyor. Bu işin sorunlu olan kısmı ruhsal olarak yıpranma çok fazla buna hazırlık olmalıyız. Galatasaray A kadrosuna çıktığımda önümde büyük bir ölçü para, en az 3-4 söz İngilizce ve hiçbir ruhsal eğitim almamış bir çocuktum. Sonrasında her davranışımı yanlışsız beklediler. Daima söylerim bana verilmeyen şeyleri geri istediler. Artık altyapımızla ilgili ‘İngilizce eğitimi alıyorlar mı? Psikologları var mı?’ diyorum. Şu ana kadar 700 maç oynadım. Fizikî olarak yaşadığım sakatlıkları geçiyorum, tolere edilebilir lakin geldiğim noktada o kadar çok ruhsal olarak yıprandım ki zira ulusal maça çıktığınızda kazandığında kahraman kaybettiğinde hain oluyorsun. Kendinizi daima etraftakileri keyifli etmek için hazırlıyorsunuz. Artık 700 maçın sonundaki panik bedeniniz hakikat tepkiler veremiyor, gerçek düşünemiyorsunuz, paylaşamıyorsunuz. Artık tahammül sonunuz hiç kalmamış oluyor çok fazla reaksiyon vermeye başlıyorsunuz. En büyük tavsiyem ne olursa olsun kendinizi memnun edin. Şayet siz memnun olmazsanız ne ailenizi ne de grup arkadaşlarınızı memnun edersiniz. Bu kusura son yıllarda çok düştüm. İnsanları memnun edeceğim, dediklerini yapacağım diye kendim olmaktan değişik biri oldum” diye konuştu.
“ÇOK FAZLA GİYDİĞİME, YEDİĞİME, İÇTİĞİME, EĞLENDİĞİME TAKILDILAR”
Çok agresiflikler yaptığını aktaran Turan, “Çok fazla giydiğime, yediğime, içtiğime, eğlendiğime takıldılar. Oyunu geliştirmek ismine bir şeyler yaptığımı, düşündüğümü düşünüyordum. Hocalarımla bunu tartışabilme yeteneğim vardı. Bilinçaltında o kadar çok ‘Arda algısı’ vardı ki rahatsız edici olabilir. Ben de çok agresiflikler yaptım, her yerdeydim. Kimseyi kırmamak için sabah kalkıyorsun magazinde, sporda, iktisatta var. Boş boş konuştuğum bir sürü vakitler oldu” tabirlerini kullandı.
‘ARDA EKİBİ YAVAŞLATIYOR’ TENKİTLERİ OLURDU ASLINDA OYUNA HÜKMETMEMİZİ SAĞLIYORDUM
Aslında fizikî özelliklerinin futbol oynamaya hiç müsait olmadığını söyleyen Turan, “Bir oyuncuda futbolcu olması için 10 tane fizikî özellik gerekiyorsa bunların 7’si bende mevcut değildir diye düşünüyorum. Yalnızca içimde adalet hissiyle gelişmiş inanılmaz bir kazanma dileği vardır. Hayatımda hiçbir oyunda hile yapmam. Eşim burada, konutta kağıt oynarken bile hile yapmam lakin sonuna kadar kazanmak için uğraşırım. Bir öteki özelliğim ise çok düzgün bir oyuncu zekasına sahibim. Dünyadaki en üst seviye orta alanlarında, yani Iniesta’nın Royce’un yani o düzeydeki oyuncuların oyun görüşüne yakın bir görüşe sahibim. Bu benim için çok büyük bir avantajdı. Her vakit topa sahip olmanın büyük kadro için çok bedelli olduğunu düşündüm ki Real Madrid bunu her keresinde kanıtlıyor. Daima şöyle tenkitler olurdu; Arda grubu yavaşlatıyor. Asla ekibi yavaşlatmıyordum, topa sahip olup oyuna hükmetmemizi sağlıyordum. Daima böyleydi lakin tabi toplumsal medyada halk, karşı kaleye gidelim istiyordu. Arkadaşlar oyun 90+ oynanıyor, bir oyuncunun ayağına iki dakika top değiyor. Yani geriye kalan 90 dakikada zati topsuz oyun oynuyoruz. O yüzden inanın bana top o kadar değerli ki topu kaybetmemek, topa hakim olmak çok kıymetli. Bugün açıkçası kendi ekibimizin, Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’ın da yaşadığı en büyük sorun topa sahip olmamak. Topa sahip olamazsanız rakip olur ve daha çok koşarsınız, koştukça da bu oyunu oynayamazsanız” tabirlerini kullandı.
“YILLARDIR UYKU SORUNU ÇEKİYORUM”
Psikolojisini toparlayamadığı için yıllardır uyku sorunu çektiğini söyleyen Turan, “Yıllardır uyku sorunu çekiyorum, rahat uyuyamıyorum. Bir itiraf olacak lakin kendime düzgün bakamadım. Sebebi külliyen ruhsal. Psikolojimi bir türlü güzel toparlayamadığım periyotlar oldu. Diyet yapıyorum 10 gün sonra bozuyorum. Çalışmaya başlıyorum sonra vazgeçiyorum. Zira kimseyi suçlamıyorum lakin ülkedeki ortam hevesimi kırıyor. Gelişememek hevesimi kırıyor. Bu oyunu biz neden daha güzel oynayamıyoruz? Neden pas oyununu daha yeterli oynayamıyoruz? Derken ben de biraz duygusalım çabuk düşerim. İspanya’da kendime çok daha yeterli bakıyordum zira çok daha özgür hissediyordum. İnsanın kendimi özgür hissetmesi kadar hoş bir şey olamaz. İspanya macerama tamamlanmış öykü olarak bakıyorum, tabi ki çok hoş günlerdi. Özlüyorum lakin gönül rahatlığıyla tatlı bir hasret var” dedi.
“FATİH TERİM İLE ÇALIŞMAKTAN ÇOK KEYİF ALIRIM”
Kendisinde Fatih Terim’in yerinin çok farklı olduğunu anlatan Turan, “Fatih Terim ile çalışmaktan çok keyif alırım. Dünyadaki bütün teknik yöneticilere hürmetim vardır. Genelde dünyadaki değerli teknik yöneticiler, hazır ekiplerle ve büyük oyuncularla çalışırlar. O yüzden forvet çıkarıp forvet alırlar, sağ kenarı çıkarıp sağ kenarı alırlar yahut taktiklerinde çok ufak değişiklikler yaparlar. Fakat Fatih hocanın bilhassa atak bölgesindeki dehası kimsede yoktur. Çok fazla atılım yapar. Her şeyi dener, açıkçası bu bana çok şey öğretiyor. Günde 8 tane maç izler, çok çalışır bu beni çok etkilemiştir” diye konuştu.
“MİLLİ KADRO İÇİN ÇOK FEDAKARLIK YAPTIM…ASLA HAK ETMEDİM”
Ulusal gruptan ayrılma sürecini aktaran Turan, “Üzüldüğüm vakit gülebiliyorum, bazen meskende de bu türlü oluyor. 2016 elemelerinde İzlanda maçından sonra beni çok yıpratan bir gülümseme olayım var. Maç öncesi bir hafta taç atışına çalışmıştık. İzlanda ekibi bir hafta boyunca taç ve uzun top atıyor. Teknik yönetici Mircea Lucescu da ‘topa vurmanız değerli değil, düştüğü yer değerli o yüzden topa çok kalabalık çıkmayın’ diyordu. Dünya kupası üzere kıymetli bir maçta birinci uzun topa iki kişi birden çıktık ve düştüğü yer bomboştu gol yedik. O beni çok sinirlendirmişti ve bütün maç ona takılarak devam ettim. Oyundan çıktığımda da onun sonuna gülmüştüm. Hayatım boyunca ulusal kadro için çok fedakarlık yaptım. O kadar çok ki size anlatamam. Barcelona’dayken ayak tendomumda yırtılma vardı ve açıkçası Barcelona kulübü 2016 elemeleri için beni göndermek istemedi fakat ben onları dinlemeyip buraya geldim. Karşılığında yıllarca mükemmel bir sevgi gördüm ancak ıslıklarla gönderildim. Kendim de sonuç olarak bıraktım. Asla bunu hak ettiğimi düşünmüyorum” sözlerini kullandı.
“GELMİŞ GEÇMİŞ EN YETENEKLİ TAKIM OLDUKLARINI KABUL ETMİYORUM”
Ulusal kadrodaki futbolcuların inanılmaz potansiyelleri olduğunu söyleyen Turan, “İnanılmaz güzel oyuncular lakin gelmiş geçmiş en yetenekli takım olduklarını kabul etmiyorum, değiller. Dürüst olmak lazım bu ülke Rüştüler, Tugaylar gördü. Hamit Altıntop, Selçuk İnan, Emre Belezoğlu, Burak Yılmaz üzere isimler vardı. Gerçekçi olmak lazım çocuklara da fazla yük yüklüyoruz. Bu türlü olduğu vakit Avrupa şampiyonasında güzel oynayamadılar” dedi.
Galatasaray’ı hayatı boyunca çok seveceğini söyleyen Arda Turan, “Galatasaray benim sevdam, hayatım boyunca çok seveceğim. O yüzden Galatasaray ile ilgili ne olursa hizmet etmeye çalışırım. Futbol Federasyonuyla ilgili bahisleri bilmiyorum zira işin içinde çıkar varsa asla orada olmam, aslında hayatım boyunca da olmadım. Nitekim futbola hizmet etmemi isterlerse sonuna kadar ederim. Ülkemi dünyanın her yerinde de temsil edebilirim. Her şey adaletli olmalı diye düşünüyorum. Fatih hocadan ile konuştuğumuz bir fikrimiz vardı; o da şu MYK ve heyetleri kulüp temsilcilerinden yapmak istiyorum. Zira her hafta adalet, hakem sorunumuz var. Oyunun gerçeği ekiplerin yeterli oynamaması, gruplarımız düzgün futbol oynamıyor” diye konuştu.
“KULÜPLERİN YÜZDE 10 GELİRLERİNİN ALTYAPIYA GİTMESİ LAZIM”
Altyapıya çok kıymet verdiğini vurgulayan Turan, “Türk futbolunda birinci değiştirmek istediğim şey katiyen ve muhakkak kulüplerin yüzde 10 gelirlerinin altyapıya gitmesi. Bunun güzel bir denetleyici tarafından denetlenmesi gerekiyor. Galatasaray altyapısındaki 15-16 yaşındaki çocuklar yapay çim alanda idman yapıyor. Galatasaray altyapısı Türkiye’nin en kıymetli altyapısıdır. Maalesef alanımız, alanımız yok. Bu çocukların 2 yıl içinde Türkiye’nin en değerli kadrosuna gelip orada oynamasını bekliyoruz. Yapay çimde 15 günde bir kramponlarınız yırtılır. Altyapı benim için çok kıymetli gerçek imkanları sağlamıyoruz evvel kendimizi eleştiriyorum. Artık maddi kaynaklar yetişmiyor, altyapıya dönmeliyiz. Hatta bu benim fikrim taraftarımıza ‘biz bu sene şampiyon olamayacağız lakin bütçemizi düşüreceğiz, geleceği düşüneceğiz, altyapıdan oyuncular oynatacağız. Bize itimadın 3-5 sene vakit verin’ diye söyleyelim. Bence Galatasaray taraftarı bunu anlardı, buna inanıyorum. Zira gruplarını şampiyonluktan daha fazla seviyorlardı lakin beceremiyoruz. İşin gerçeği çıkıp doğruları söylemek. Ben bir gün Galatasaray’ın teknik yöneticisi olursam bunu yapmayı çok isterim” dedi.
BARCELONA MAÇINDA TAKIMA NEDEN ALINMADI? ‘TUR REHBERİ DEĞİLİM’
Galatasaray’ın Barcelona ile maçında takıma neden alınmadığı sorusuna Turan, “Hocaların, kulübümüzün tercihi, ben ekip kaptanı olarak yükümlülüğüm gerçek davranışlarda bulunup, yanlışsız biçimde devam etmek. Zira Galatasaray altyapısını ve kültürünü temsil ettiğimi düşünüyorum. Hürmetle karşıladım, Göztepe’de Konya’da yoksam sahiden ekip için değerli değilsem Barcelona’da olmamın da bir manası yok zira ben cins rehberi değilim” sözlerini kullandı.
“ATTIĞIM KRAMPON GÜZEL Kİ HAKEME GELMEDİ”
Atletico Madrid’deyken Barcelona maçında hakeme krampon fırlatmasına ait de konuşan Turan, “Kupa çeyrek finaliydi, galiba biz 1-0 öndeydik. Fernando Torres’in vurmasıyla, Javier Mascherano’nun eline top çarptı. Hepimiz penaltı olduğunu düşündük ve penaltı oldu diye duraksadık. Duraksayınca Barcelona kontratağa çıktı, biz de açık alanda Messi, Neymar ve Suarez’e yakalandık ve o ortada golü yedik. Golü yiyince hakeme şiddetli biçimde itiraz ettik. Bu itiraz devre ortasında da sürdü. Devre ortasındaki bu itiraz devam ederken hakemin hali bize karşı çok sertti, Barcelonalı oyunculara karşı çok daha kibardı. Ben de buna çok sinirlendim ve öteki durumda Dani Alves ve Rakitic ayağıma basıp kramponumu çıkardı hakem de ‘devam’ dedi açıkçası büsbütün refleksti düzgün ki hakeme de gelmedi. Külliyen yanlış davranış lakin kabul ediyorum çok hoş anı” diye konuştu.
