Galatasaray, Inter, Beşiktaş üzere üst seviye ekiplerde forma giyen Okan Buruk, Akhisarspor ile kazandığı Türkiye Kupası’nın akabinde teknik yöneticilik mesleğinin en büyük muvaffakiyetini 2019-20 döneminde Başakşehir’i şampiyon yaparak yaşamıştı.
48 yaşındaki hoca, 29 Ocak 2021’de turuncu-lacivertlilerle yollarını ayırdıktan sonra birçok kadroyla ismi anıldı lakin o daima sessiz kaldı. Şimdilerde ise altyapısında futbola başladığı Galatasaray için gündemde. Okan Buruk sessizliğini Sabah’a bozdu. İşte Okan Buruk’un açıklamalarından öne çıkanlar…
Hocam uzun vakittir sesiniz soluğunuz çıkmıyor. Öncelikle nasılsınız, neler yapıyorsunuz?
Benim için bir yenilenme, dinlenme, birtakım şeyleri gözden geçirme devri oldu. Dışarıdan bazen birtakım şeyleri daha net görüyorsun. Bir müddettir Paris’teydim.
Mesleğinizdeki en uzun ayrılık bu mu?
2-3 aylık ortalar olmuştu lakin bu en uzun orta oldu. Akhisar’la Türkiye Kupası sevinci yaşamıştık, Başakşehir sonrası şampiyon olmuş bir hoca olarak hakikat bir projenin içinde bulunmam gerekiyor diye düşünüyorum. Bunun için bekledim ve en uygun proje için de bekliyorum.
Bu süreçte teklifler aldınız mı?
Harika Lig’den ve yurt dışından birçok teklif aldım. Yüzde yüz istediğim bir proje ve üst hakikat bir adım atmak için bekledim. Çalışmayı seviyoruz ancak bazen beklemek gerek. Lakin saha kenarında olmayı özledim. Bu süreçte maçları genelde televizyondan izledim…
Seçim sürecinde isminiz Galatasaray’la anılmaya başlandı. Teklif gelirse yanıtınız ne olur?
Galatasaray altyapısından yetişmiş, o formaya uzun yıllar hizmet etmiş ve büyük muvaffakiyetler elde etmiş bir futbolcu olarak, teknik adamlık mesleğimde de ismimin Galatasaray için geçmesi memnunluk verici. Ben o tesislere 11 yaşında girdim, 18 sene oynadım. Sonra İtalya maceram oldu. Gittim, geldim. 2008’de şampiyon olarak ayrıldım. Bu saatten sonra yaşayacağım en büyük memnunluk da Galatasaray teknik yöneticiliği olur. Bir seçim süreci var. Adayların kimi tercih edeceği muhakkak değil fakat adımın geçmesi hoş. Bana da hem sokakta hem toplumsal medya üzerinden taraftarların büyük bir takviyesi, ilgisi var. Bunun için de bu türlü bir misyon verilirse Galatasaray’ın geleceği için adımlar atmaktan, maddi-manevi bir şey düşünmeden hizmet etmekten memnunluk duyarım.
Sizin şampiyon yaptığınız Başakşehir’de artık teknik yöneticilik koltuğunda uzun yıllar birlikte futbol oynadığınız Emre Belözoğlu oturuyor. Belözoğlu’nun hocalığını beğeniyor musunuz?
Emre hocanın Fenerbahçe performansı da çok güzeldi. Bir maç kazansa şampiyon olacaktı. Başakşehir performansı da süper bir çıkışla başladı. Devamında inişli-çıkışlı bir grafiğe döndü. Lakin oyun kalitesi başta olmak üzere Başakşehir’de birçok şeyi değiştirdiğini gördük. Taktiksel olarak da birebir kanıdayım.
Fenerbahçe, İsmail Kartal’la devam etmeli mi sizce?
Bu kulüp kararıdır. Lider ve idare karar verecektir fakat İsmail hoca bu türlü bir çıkış yaptı. Konya’da İlhan hocanın (Palut) bir yükselişi var. Abdullah hoca (Avcı) Trabzon’da çok önde gitti. Emre (Belözoğlu) ve Nuri Şahin üzere yeni isimler kendilerini gösterdi. Takım olarak küme düşecek diye baktığımız Giresun’da Hakan Keleş’in yaptıkları var. Yani kısaca Türk teknik adamlar başarılı fakat bizlerin de gelişimimizi sürdürmemiz gerekiyor. Dünya futboluna ayak uydurmamız kaide. Bu söyleyeceğim yanlış anlaşılmasın ancak kendi ülkesinde tercih edilmeyenler Türkiye’deki misyonu kabul ediyor.
Arda Güler başta olmak üzere genç oyuncular çok konuşulmaya başlandı. 8+3’ün devam etmesi gençleri mahzurlar mi?
Arda Güler o denli bir çıktı ki hangi kadro taraftarı olursanız olun onu izlemek istiyorsunuz. Yetenekli fubolcu çıkıp, kendini gösterip oynuyor. Biz onları yabancı kuralına bağlarsak yanlış olur. Bizim derdimiz oyunculara mühlet vermemek. Onlara güvenmemiz gerekiyor. Yalnızca A ekip olarak düşünüyoruz lakin dünyada uygulanan genç oyuncuların gelişimini gösteren liglerde oynayan ikinci kadrolar. Bir tek Türkiye bunu uygulamıyor. TFF’nin birinci yapması gereken, ikinci grupların liglere sokulması. Altyapılarda tesisleşmeye yatırım da kural.
Son devirde yabancı hocaya yönelim var. A Ulusal Ekip, Beşiktaş, G.Saray üzere… Nasıl yorumlarsınız?
Teknik adamı yerli ya da yabancı diye ayırt etmem. Başarısız ya da başarılı olarak değerlendiririm. Lakin uzun bir müddettir Türk teknik adamların inanılmaz bir başarısı var. Türk hocaların muvaffakiyetini görmezden gelmek üzere bir bakış açısı var. Türkiye’nin genlerinde olan bir şey aslında bu, yabancıyı gözümüzde çok büyütüyoruz. Kendi insanımızın yaptıklarına kıymet vermiyoruz. Yalnızca futbolda değil hayatın her basamağında bu bu türlü. Türk beşerinin muvaffakiyetlerini daima görmezden gelip onları düşürmeye çalışıyoruz. Yabancı hayranlığımız var. Bunu teknik adamlığa da taşımak istiyoruz. Yabancı teknik adamlara karşı değilim. Gelip çok başarılı olanlar da oldu fakat düşününce en son hangi ekip yabancı hocayla şampiyon oldu, Zico muydu? (2006-07 F.Bahçe)
