Ece Erken eşi Şafak Mahmuyazıcıoğlu’nun 40’ında hislerini lisana getirdi: Ölmeyecek kadar yaralıyım!

Şafak Mahmutyazıcıoğlu Yeşilköy’de uğradığı silahlı akın sonucu hayatını kaybetti. Eşinin vefatıyla sarsılan Ece Erken güç günleri sevenlerinin dayanağıyla atlatmaya çalışıyor. Uzun vakittir içine kapanan yalnızca toplumsal medya aracılığıyla sevenleriyle irtibata geçen Ece Erken, yaşadığı hayal kırıklıklarını anlattı. Eşi ile yazışmalarının bir kısmını paylaşan Erken, şu tabirleri kullandı:

ÖLMEYECEK KADAR YARALIYIM

15-01-22 yazışmamız Dubai’ye yanıma geldiği sabah… Ve bugün canım Şafak’ımın 40’ı! Sabahsız geceler, her günün tekrarı, yalnızca tıpkı acıyı yaşayanların anlayacağı 40 gün… Ölmeyecek kadar yaralıyım, Allah’ım kimseye yaşatmasın. Eşimi toprağa verdiğim gün nasılsam öyleyim, bakımsız! Ne giydiğim, nasıl göründüğümün kıymeti olmadığı yalnızca eşime dua edeceğim bir gün, nefesi o kadarmış benim hoş yüzlümün, hiç hak etmediği halde kaybettim ve onu çok sevdiğim için biliyorum ki büyük bir sınavdayım. Allah bana ‘kaldıramayacağımdan fazla yük yüklemez’ diye inanıp yoluma o denli devam ediyorum. Oğlumla her zamankinden daha fazla ilgileniyorum, birçok eşini, yakınını kaybedenle görüşüyorum, mesajlaşıyorum, onlarla güçleniyorum, güzelleşiyorum… Hepsine buradan teşekkür ederim. Her insan bazen dökülür, lakin mevsimi gelince Allah yine toparlar, toparlayacağım inşAllah. Şafak oğlumun baba yokluğunu giderirken; benim içinde eşten, sevgiliden öte, ailemdi, merhametli, vicdanlı, kusursuz bir baba, uygun bir evlat ve fedakâr bir eşti hala yaptığı yardım ve güzellikleri duyup Onunla gurur duyuyorum.

BENİM EŞİM DOĞAL YOLLARLA ÖLMEDİ!

Toplumsal medyada birinci günden beri tehditler almama karşın, katillerin peşine düştüm, hadisler paylaşıp kendimi teselli edip uygun insanlardan Yasin okuyup, hatim indirmeleri üzere eşimin ruhunun huzuru için paylaşımlarda bulundum. Eşimin o hoş yüzünü yayınladım, yasımı sessiz yaşamadım ve asla pişman değilim. Eşim de olsa birebirini yapardı. Katillerin peşini bırakmazdı. Babaannesi “Fayyeme” olan aşkını yazdım diye annesini sevmediğim yazılmış. Şafak çok sıkı dalga geçerdi yazılan, çizilenle, bana da ortada ‘takıyorum’ diye daima kızardı lakin ben beşerler ne deri bırakıp, yorum okumayalı tam 40 gün oldu. Tekrar de açıklayayım makus düşünen kim varsa bütün ailesi bilir ki en özeliydi babaannesi ve annesi Hacer teyze eşimin vefat ettiği 6. gün arayıp “oğlunu memnun ettiğimi, ailede küs olanları barıştırdığımı’ söyledi ve ‘Allah senden razı olsun’ dedi. Eşimi defnettikten sonra cenazeye geç gelen, gelmeyen, yapılan yahut yapılmayan paylaşımlara bile reaksiyon gösterip takipten çıktığım yakınları ve yakınlarım oldu. Herkesin kendi hayatı, yakınlığı, haddim değildi lakin yaptım ve pişman değilim. Benim eşim doğal yollarla ölmedi ki yasımı sessiz sedasız yaşayayım.

O GECE TAKTIĞI SAATİ BİLE İSTEDİLER!

Bir yandan ben yasımı tutarken öldüğünün daha ikinci günü arayan “şirketin yüzde 25’i senin borcun bu kadar”, “şoförün kullandığı aracı ver”, “tespihlerini ver”, “o gece taktığı saati kızına vereceğiz” diyenler lakin ne yaptığını bilmediğim, ‘içini evvel kiralarız’ diye dayayıp döşediğimiz bir meskenin daha ikinci günü beyaz eşyasından mobilyalara kadar alanlar etrafımdaydı daha 4 Ocak Salı günü saat 11’de Yeşilköy karakolunda polise hatasız yere eşimin tabirini aldıranlar keyifli musunuz? Ben yasımı tutarken, katilleri paylaşırken şirkete ilişkin mal varlığını ‘Şafak sağken vekalet vermiş’ diye oburunun üstüne yapanlar bir yana, ‘sermaye artırımına gideceğim, mirası kabul edince bana para öde’ diyenler. Rahmetlinin minibüsünü ver(ki ben de yok)diyen yer desem. Bitmedi… Eşimi kaybettiğim gün evet, daha vefat ettiği gün “2015 yılından alacaklıyız, paramızı mirasçılar ödesin” diyen öldüğü 27:01:2022 sabahı dava açan, utanmayan yapı şirketi ki ‘gerçekten alacağın vardı açmadın açmadın da niçin öldüğü gün açtın mirastan alırım’ diye mi düşündün? Ne yedisi ne 40’ı, öldüğü sabah dava açmak nedir? Daha neler göreceğim bilmiyorum lakin ben de yasal müddetler olduğu ve ilgilenmek istemediğim için bahisleri avukatıma devrettim ve artık ayağa kalkıp, eşimin beni tanıdığı, sevdiği güçlü bayan, uygun bir anne olmaya devam etmek istiyorum. Yetiştirmem gereken evladım var.

KOCAMIN PRESTİJİNİ VERİN!

Ve Sn. Lider Ahmet Parıltı Çebi, 5 Mart’ta yapılan Beşiktaş Divan Konseyi Toplantısı’nda eşim Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nu anması bizi keyifli etti. Lakin bizim beklediğimiz ve olması gereken ve merhum eşimin ölmeden evvel isteği prestijinin da iadesidir. Eşim yaşadığı devirde bunun için çaba etmiştir. Sizin de bildiğiniz üzere eşim günahsızdır. Bunun için sizlerden Sn. Ahmet Parıltı Çebi’den Şafak’ın hayat arkadaşı, eşi olarak talebim iade-i prestijidir. Beşiktaş Liderimizin merhum eşimin ruhunun huzurla uyumasını sağlayacağından en ufak kuşkum yoktur. Son olarak yaşadığım bu süreçte beni yalnız bırakmayan devlet büyüklerim, organize hatalarla uğraş şube müdürlüğünde misyon yapan a’dan z’ye herkese, tanıdığım, tanımadığım arayan sanatçı arkadaşlarıma ve acımı hisseden, bildiri ve dualarla yanımda olan sizlere teşekkür ederim. Allah dualarımızı kabul etsin.