◊ Müzik eğitimine 3 yaşında başlıyorsunuz lakin sonra Bahçeşehir’de hukuk okuyorsunuz. En son dondurmuştunuz. Ne oldu o okul? Bitecek mi, terk mi?
– Donmuş bir biçimde dönmemi bekliyor. (Gülüyor) Keşke pandemi vakti online eğitimle bitirseydim.
◊ Uzunluğunuzun kısalığıyla ilgili yapılan benzetmelerden hangisi sizi daha çok eğlendiriyor: “Sahnedeki Atom Karınca” mı, “Yerli Kylie Minogue” mu?
– Atom Karınca hoşuma gidiyor, ruhen benziyoruz zira.
◊ Pembe saç takıntısı… Ucuza boya mı buldunuz, özel bir manası var mı?
– Pembe ve lila saç takıntısı desek daha gerçek olur. Özel bir manası yok. Kendimi renkli saçla daha âlâ hissediyorum. Güya kendimi buluyorum başımı renklendirince… Lakin kimseye tavsiye etmiyorum, zira hem boyamak, hem saça ziyan vermemek hem de bakımı nitekim çok güç iş.
◊ Hangi müziğiniz sizi siz yaptı: Çıkış müziğiniz “Bu Ne Ya” mı, herkesin ezberlediği “Hoşuna mı Gidiyor” mu?
– E doğruya yanlışsız. Türkiye beni “Hoşuna mı Gidiyor” müziğiyle tanıdı.
◊ Hangisinde daha özgürsünüz: Stüdyo mu, sahne mi?
– Doğal ki sahne. Orası benim konfor alanım. Hem hissiyat hem de fizikî olarak en keyifli hissettiğim yer.
◊ Ufuk Ergin ile menajmanlar, Ozan Doğulu ile aranjmanlar… Mesleğinizde hangisi daha kıymetlidir?
– İkisi de çok kıymetli ve özel. Lakin Ozan Doğulu bu mesleğin mimarıdır. Ece’yi yaratan kişidir. Bunu söylemekten de hiçbir vakit çekinmem.
◊ Enrique Iglesias’la düet yaptınız. Pekala Z jenerasyonundan kimi istersiniz: Hayranı olduğunuz Blackpink mi, çok sevdiğiniz BTS mi?
– Natürel ki Blackpink! Bayılıyorum. O dörtlünün bütün müziklerini ezbere biliyorum. Konser kovalıyorum artık, gösterilerini izleyip kopya çekeceğim.
◊ Pilot eşiniz Davet Terlemez’i uçakta görür görmez, tarihi de not alıp “Ben bu adamla evleneceğim” yazmışsınız. Birinci görüşte aşk… Gerçek mi, kent efsanesi mi?
– Kulağa inanılmaz geliyor, biliyorum. Sonuna kadar gerçek. O gün pilot değil, yolcu olarak bulunuyordu uçakta. O uçakta benimle birlikte bulunan birkaç kişi de buna şahit. Büyülü şeyleri gerçeğe dönüştürecek kadar şanslıyım galiba…
◊ Afrika’da klip çekerken Zuluların âdetlerine nazaran evlenmişsiniz, nikâhı da kabile reisi kıymış. Klibi mi bedavaya getirmiş oldunuz, düğünü mü?
– Afrika’da gerçekleşen merasim, bir düğün değil, aslında klip çekimi esnasında gerçekleşen evlenme teklifi seremonisiydi. O klibin bütçesi müthiş bir bütçeydi. Düğünümse geçen eylül İstanbul’da oldu. Onun bütçesinden bahsetmek istemem. Yani rastgele bir şeyi bedavaya getirmeyi bırak, tekrar yarınlar yokmuşçasına para harcamak zorunda kalan taraf biz olduk. (Gülüyor)
◊ 12 Eylül, Terazi bayanı… Nesinden daha çok çektiniz: Genelde kararsız olmak mı, âşık olunca kıskanç olmak mı?
– 12 Eylül Başak bayanı öhöm öhöm… Üstelik yükselenim de Aslan… O yüzden benim için “yürüyen tehlike” denebilir. Lakin kıskanç da değilim, kararsız da… Takıntılarım var beni zorlayan, o kadar.
◊ Aşkta alıcı kuş musunuz, çantada keklik mi?
– İkisi de değilim. Fakat dur… Bazen de her ikisiyim. (Gülüyor)
◊ Hangisi daha berbat senaryo: Kimselere âşık olamamak mı, her aşkınızın makûs bitmesi mi?
– Bu sorunun yanıtını hakikaten bilemiyorum. Çağrı’yla tanışalı 7 sene oldu. 23 yaşındaydım. Bu türlü makus başlamalı ya da makus bitmeli aşk işlerini unuttum o nedenle.
◊ Aşkın zıddı: Nefret mi kayıtsızlık mı?
– Bana nazaran nefret de aşka dair bir his, o yüzden aşk bitti sandığımızda peşimizi bırakmayan nefret hissinin sebebi de bitti sandığımız aşk aslında.Aşk aslında bitmemiştir. Bitmiş üzere yapmıştır.
O nedenle kayıtsızlık, aşk hakikaten bittiğinde ortaya çıkar.
GÜNDELİK HALLER
O kişiyi hatırlamazsam
‘gözlerim bozuk’ diyorum
◊ Hayatınız bir sinema olsa müzikal mi olurdu, romantik güldürü mi?
– Bence büsbütün absürt güldürü olurdu. Ben de öyleyim zira… Hem absürt hem güldürü… (Gülüyor)
◊ Asla hatırlamadığınız biri size çok samimi davranıyor. Yekten hatırlamadığınızı mı söylersiniz, dolambaçlı sorularla kim olduğunu mu anlamaya çalışırsınız? Neden?
– Bunu çok yaşıyorum ya… Karşımdaki kişi kendisini hatırlamadığımı hissediyor. O kişi sitemkâr davranmaya başlamadan, gözlerimin 4 derece bozuk olduğunu hasebiyle kendisini göremediğim için çıkaramadığımı söylüyorum. O vakit karşıdaki kişi “Ayy canımmmm” diye yanaklarıma yapışıyorsa hiç zorlamıyorum. Nereden tanıdığımı da çıkarmaya uğraşmıyorum. Teşekkür edip kaçıyorum.
◊ Konutunuza yatılı konuk geldi, horlamasından uyunmuyor. Uyandırır mısınız, uykusuz mu kalırsınız?
– Konuğumu uyandıramam ya herhalde… Utanırım.
◊ Uçakta/otobüste ha teğe omzunuzda uyuyan bir teyze var. İnce ince ittirir misiniz, hostese mi şikâyet edersiniz?
– Hostesten yerimi değiştirmesini rica ederim.
◊ Az tanıdığınız birine… Telefon açmak mı, bildiri atmak mı?
– Telefonla aramak. Sesimle samimiyetimi daha rahat yansıtırım diye düşünüyorum.
◊ Konuttaki halinizi hangi üçlü daha âlâ tanımlar: Telefon-YouTube-sosyal medya mı, pijama-terlik-televizyon mu?
– Meskendeki 3’lü tarifim: Bilgisayar, oyun ve Twich!
◊ Ayaklarınıza kara sular inmiş: Âlâ bir roman mı, güzel bir sinema mi?
– Yeterli bir film! Yorgunsam kitap okumaya kalktığımda çabucak uyuyakalırım.
◊ Sahnede en çok hangi dekoltenize güvenirsiniz: Sırt mı, bacak mı?
– İki dekolteyi de seviyorum.
◊ Pekala gündelik hayatta: Spor ayakkabı mı, topuklu mu?
– Spor.
HAYAT BİLGİSİ
“Hayır” diyememe sıkıntım var
◊ Hangisinin aklını okuyabilmek isterdiniz: Sevgilinizin mi, en büyük düşmanınızın mı?
– Alışılmış ki düşmanımın. Bir sonraki atılımını öğrenmek için… Sevgilimin aklını ne yapayım? Onun aklında zati ben varım…
◊ Hatır için çiğ tavuk… Yenir mi, yenmez mi?
– Valla yenmez! Ancak ben yiyorum hem de bile bile… Bunu halletmem lazım. “Hayır” diyememe meselem var. Hatır için yapmayacağım şey yok.
◊ Bir şeyi gece planlamak mı, sabah planlamak mı?
– Bence geceden planlamak. Bu da Başak burcu olmakla alakalı. Plansız hareket edemem, gerilirim.
◊ Mantık mı, içgüdü mü?
– İçgüdü.
◊ Sizce hangisi daha avantajlı: Güçlü ve berbat doğmak mı, yoksul ve hoş doğmak mı?
– Kişinin görünebildiği en uygun halinde olması ve memnun bir hayat sürdürebileceği kadar maddi gücü olması kâfi bence.
◊ Müspet lakin sıkıcı beşerler mı, negatif ancak farklı beşerler mı?
– Ebediyen müspet beşerler.
KÜÇÜK KEYİFLER
Yaz tatillerinden pek hoşlanmam
◊ Birincisinde 340 bin, ikincisinde 1.8 milyon takipçiniz var. Twitter mı, Instagram mı?
– Elbet ki Twitter! Çok komik zira.
◊ Deniz-kum-güneş mi, orman-ağaç-temiz hava mı?
– Orman ve pak hava. Yaz tatillerinden pek hoşlanmam. Islak ıslak denizden odaya dönmeler falan… Ne o o denli?
◊ Tren seyahati mu, gemi seyahati mu?
– Hiçbiri. Aslında seyahat da sevmem ben.
◊ Güneş mi, ay mı?
– Ay. Ay fotoğrafı çekmeye bayılırım bu ortada.
◊ Biraz yoldan çıkmak istediniz: Mantı mı, iskender mi?
– Mantı için yoldan çıkmama gerek yok şu hayatta. Asla hayır diyemediğim yegâne güzelliklerdendir kendisi.
◊ İstanbul’un… Anadolu yakası mı, Avrupa yakası mı?
– Anadolu yakası. Ben Avrupa yakasında yaşıyorum, Anadolu yakasına geçtiğimde nefes aldığımı hissediyorum.
◊ Bodrum Gümüşlük mü, Çeşme Alaçatı mı?
– İkisi de değil, ben Kaş’çıyım.
HİÇ DÜŞÜNMEDEN SÜRATLİ HIZLI…
◊ Yılın hangi periyodu daha romantik? İlkbahar-yaz mı, sonbahar-kış mı?
– Kış.
◊ Vakitte seyahat mu, vakti durdurabilmek mi?
– Durdurmak.
◊ Çaycı mısınız, kahveci mi?
– Kahve.
◊ Gündoğumu mu, günbatımı mı?
– Günbatımı.
◊ Kedi mi, köpek mi?
– Köpek.
◊ Para saadet getirir mi, getirmez mi?
– Getirmez.
◊ Affetmek mi, unutmak mı?
– Unutmak.
