Hafta sonu boyunca süren ve dün sabah saatlerinde sona eren 40 saatlik sokağa çıkma yasağı sırasında Kiev sokaklarını gezerken nöbet tutan Ukrayna askerleri dışında yalnızca evsiz kalan sivilleri görüyoruz. Gazeteci olduğumuzu fark eden Olgha Nomghurt ismindeki evsiz bir bayan bizi durdurarak, “40 yaşındayım. 20 yıldır Kiev’de yaşıyorum. Bu savaşın bir an evvel durmasını istiyorum. Bu savaş en çok biz sivilleri etkiliyor” diyor. Gün uzunluğu kent merkezinde devam eden sessizliği pazar gecesi gece 23.52’de hava ataklarının başladığını bildiren siren sesleri bozuyor. Bu sirenleri gecenin ilerleyen saatlerinde birkaç defa daha duyuyoruz…
KUŞ UÇURTMUYORLAR
Pazartesi sabah 08.00’de öbür bir siren sesiyle uyanıyoruz. Lakin bu defa çalan siren, sokağa çıkma yasağının kalktığını belirtiyor. Bu siren sesinden sonra çabucak beşerler sokağa çıkıyor. Biz de kentin merkezinde bulunan ‘Okhmatdyt’ isimli hastaneye gidiyoruz…
Hastaneye vardığımızda etrafta geniş güvenlik tedbirleri alındığını görüyoruz. Biz hastaneye girmek için beklerken polisler birdenbire şüphelendikleri bir aracı durduruyor. Aracın içindekileri de yüzüstü yere yatırarak sorgulamaya başlıyorlar. Daha sonra araçtakilerin sivil olduklarının anlaşılması üzerine yollarına devam etmelerine müsaade veriliyor. Aslında bu görünüm son bir haftada Kiev sokaklarının ne kadar gergin olduğunu bize gösteriyor.
SIĞINAKTA TEDAVİ
Kısa bir bekleyişten sonra hastanenin içine giriyoruz. Bizi karşılayan hastane idaresi iki gün evvel hastaneye bir roketin isabet ettiğini belirterek hastaları sığınaklara taşıdıklarını söylüyor. Birinci olarak ortalarında kanser hastalarının da bulunduğu bir binanın -1’inci katına giriyoruz. İkinci durağımız ise çocukların bulunduğu bir sığınak oluyor. Burada ise hastaların daracık koridorda yan yana olan yataklarda kaldıklarını, sıhhat çalışanının bu dar koridorda hastaları tedavi ettiklerini, hasta yakınlarının ise yerde uyuduklarını görüyoruz. Burada tedavi görenlerden biri de 15 yaşındaki Angelika… Hastanede geçirdiği 7 günün 3’ünde bu sığınakta olduğunu söyleyen Angelika, “Şu an daha uygunum. Güzelleşir iyileşmez konutuma gideceğim” diyor. Sığınakta tedavi gören en küçük çocuk ise Aleksandr Sasha… Şimdi 1 yaşında bile olmayan Sasha’nın böbreklerinde sorun olduğunu söyleyen annesi Oxhana Sasha, “Yaklaşık 1 aydır bu hastanedeyiz. 4 gecemiz bu sığınakta geçti” diyor.
ANNEME MORAL OLSUN
Market kuyruğunda bekleyenlerden biri de Shezhana Vasilyeva… 20 yaşındaki Vasilyeva’nın elinde bir deste çiçek olduğunu görüyoruz. Çiçekleri gösteren Vasilyeva, “Bir çiçekçi bu çiçekleri savaştan evvel satıyordu. Artık kimse çiçeğe para vermediği için o da bu çiçeklerini parasız dağıtıyor. Ben de aileme moral olsun diye bir deste aldım. Zira son 40 saatimizi bir kilisede sığınakta geçirdik. Şu an erzak için sıradayım. Marketten ekmek ve başka temel besin gereçlerini satın alacağım. Lakin umarım bulabilirim…” diyor.
‘SAVAŞMAK TEK ÇAREMİZ’
Kiev’in sembollerinden olan Mykhailivska Meydanı’na vardığımızda bizi Ukrayna Parlamentosu’nun en genç milletvekili olan 26 yaşındaki Sviatoslav Yurash karşılıyor. Sırtında Kalaşnikof marka silah olan Yurash’la röportaj yaparken Aziz Michael Katedrali’nin duvarında bulunan yüzlerce askere ilişkin fotoğraflar olduğunu görüyoruz. Yurash bu fotoğrafların 2014 savaşında hayatını kaybeden askerlere ilişkin olduğunu belirterek kentteki son durumu şöyle anlatıyor: “Rus askerlerini püskürtmek için hazırız. Kiev’in etrafını sarmaya çalışıyorlar. Doğuda denetimi hâlâ ele geçiremediler. Onları batıdan püskürttük. Ne olursa olsun savaşacağız. Savaşmaktan öteki bir seçeneğimiz yok. Türkiye’den aldığımız SİHA’lar büyük katkıda bulundu. Türkiye’deki insanların Ukrayna’yı desteklediğini görüyorum. Twitter’dan takviye iletileri alıyoruz. Türk halkına teşekkür ediyorum.”
