Galatasaray birinci 45 dakika dönemin en güzel futbolunu sergiledi. Dayanılmaz bir kadro presi, üst seviye bir ofansif aktiflik, bunun yanında da ihmal edilmeyen savunma teminatı. Hamle teşebbüslerinin odak noktası Kerem idi. İki golün dışında Beşiktaş’ın sağ kanadını önemli arızaya uğrattı.
Beşiktaş’ın grup tertibi bu Galatasaray karşısında pas yaparak tempoyu ayarlayamazdı. Ayrıyeten fizik açıdan da çok yetersiz kaldılar.
2. devre G.Saray, Barcelona maçını da düşünerek oyunu geride kabul etti. Beşiktaş da değişikliklerden sonra daha hareketli bir başlangıç ile oyunu rakip alana yıktı. Lakin bu baskıyı üretkenliğe dönüştüremiyorlardı.
Lakin 85. dakikada gelen gol Beşiktaş’a moral verirken, G.Saray’ı da gerilime soktu. Son kısımlarda heyecan dozu çok yükseldi. G.Saray düzgünce oyundan düştü. Beşiktaş son ana dek beraberliği kovaladı fakat skor değişmedi.
Kerem sahanın yıldızıydı. Onun dışında Galatasaray’da ön plana çıkan oyuncular iki asist yapan Mohamed ile Nelsson ve Taylan’dı.
Beşiktaş Teknik Yöneticisi Lider Karaveli birinci yarıdaki kadro tertibi nedeniyle kesinlikle eleştirilecektir. Lakin bana nazaran de onu mazur gösterecek sebepler var.
Josef sakatlıktan ötürü tam hazır değildi ve bunun için 90 dakikayı kaldıramazdı. Larin formsuz, Batshuayi de bitik. Benim en büyük eleştirim; Umut’un yerine Rıdvan’ı çok geç oyuna almasıydı.
Bir de herkes şunu söyleyebilir; “Bak oyuncular değişti ikinci yarıda oyun da değişti.” Ancak bunun 1 numaralı nedeni Galatasaray’ın yorulmasıydı.
Torrent’in tek kusuru ise Ömer oyuna girince, onu beke çekip Van Aanholt’u öne almasıydı.